Kehanet Ve Kerametin Gaybla İlişkisi

Fehmi YAĞLI   İnsanlık aleminde bugüne kadar geleceğe yönelik verilen birtakım haberler ve haberi veren kimseler insanoğlunun her zaman dikkatini çekmiştir. İstisnai özelliğe sahip bu tip kişiler batı medeniyetinde “Kâhin” diye adlandırılırken verdikleri haberlere de “kehanet” denilmiştir. İslam medeniyetinde benzer kimselere ise “Evliya” “Şeyh” gibi isimler verilirken, [...]

Zaman Sarkacının İki Boyutu: Hayat ve Ölüm

Cevdet IŞIK   Dünyanın bir yol ve insanın da bir yolcu olduğu düşünüldüğü zaman, en yalın ve somut haliyle ilk akla gelen, bu yolun nasıl bir yol olduğu ve yolcunun da bu yolda nasıl yol aldığı sorusudur. Öyle ya, eğer yol ve yolcudan bahsediyorsak, bu yolu ve yolcuyu bilmemiz, idrak etmemiz ve böylece ikna olmamız gerekir. Yol ve yolcu ile ilgili olarak bir bilgi ve bilinç söz konusu değilse, o zaman [...]

Hasenattan Salihata, Pasif İyiden Aktif İyiye

Mustafa İSLÂMOĞLU   Var olmak aktif olmaktır   Madde aktiftir. Madde atomlardan oluşur. Atomlar çekirdek ve etrafında onu tavaf eden elektronlardan oluşur. Elektron hacısının atom Kâbe’sini tavafı bir an bile durmaz. Maddenin aktivitesini yitirmesi durumuna “maddenin çökmesi” denilir. Kâinat aktiftir. Uzay boşluğunda yer alan hiçbir cisim pasif değildir. Bir yörüngesi olmak, [...]

Esma-İ Hüsna: Arştan Bilincin Arzına Uzanan El

Mustafa İSLÂMOĞLU   Esma iki şeyi tanıtır: Allah’ı ve insanı   İnsan ve kâinat Allah’ın iki büyük projesidir. İnsan Allah’ın projesi olduğu içindir ki, “Allah insana şahdamarından daha yakındır”. Kâinat Allah’ın projesi olduğu içindir ki, “Allah göklerin ve yerin nurudur”, bir başka söyleyişle; “Allah kâinatın [...]

Davet Etmek İki Ayaklı Dua Olmaktır

Mustafa İSLÂMOĞLU   Da’ve(t), “bir şeyi veya birini, kendine veya bir başka şeye sesle, işaretle, eylemle çağırmak” demektir. Davetin muhatabı işitme ve icabet etme yeteneği olan her tür varlıktır. Du’â, kalbin davetidir. Aynı kökten gelen da’vâ (dava), “kendisine davet edilen şey” anlamına gelir. Daveti ilke edinen her davetçinin çağırdığı şey, davadır. [...]

İnsan Devleti

Mustafa İSLÂMOĞLU   İlahi siyaset - insani siyaset   Siyaset, yönetmektir. Yönetmek, tarihi aşan bir şeydir, insanla sınırlanamaz. Yönetme fiilinin en belirgin sonucu düzendir. Düzenden yola çıkarak, orada bir yönetimin olduğunu anlarız. Kâinatın muhteşem düzeni, bize kâinatın bir yöneticisi olduğunu söyler. Kâinatın düzeni ilahi siyasetin göstergesidir. İlahi [...]

Şehadet Var Olmak, Şahit Olmaktır

Mustafa İSLÂMOĞLU Ş-h-d maddesi, “orada olup tanık olma” (3:70) ve “tanık olduğunu haber verme” (25:72) manalarına delalet eder. Tanıklığın şartı “huzur”dur. Huzur, “orada ve o anda hazır ve nazır olma”dır. Bu tanıklık gözle olabileceği gibi, gönülle de olabilir. Hacıların hac yapmak için toplandığı mekânlara meşâhidu’l-hac denir (22:28). Meşhed, [...]

İhlâs: Dini Allah’a Has Kılmak ve Samimi Olmak

Mustafa İSLÂMOĞLU   Dinî kavramları Kur’an’ın onayına sunmak   İslam’ın, kendine has kavramsal bir bünyesi vardır. Bir kavramın, İslam’ın bünyesine ait olup olmadığını test etmenin tek doğru yolu, o kavramı Kur’an’ın onayına sunmaktır. Zira Kur’an, sadece önceki vahiylerin ve onların müntesiplerinin ürettiği ‘ehl-i kitap [...]

Emanete Sadakat Allah’a Sadakattir

Mustafa İSLÂMOĞLU   İman: İlahi itimada layık olmanın asgari şartı   Emanet, “koruyacağı beklentisiyle birine geçici olarak verilen değerli şey” manasına gelir. Aynı zamanda “O değeri koruma işine” de emanet denilmiştir. Emanetin türetildiği emn, “güven”, emân birine verilen “güvenlik garantisi” anlamına gelir. Emn’in zıddı “korku” [...]

Follow