SUNUŞ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...
Kur’ani Hayat ailesi olarak KASIM-ARALIK sayımızın kapak konusunu “İSLAM BARIŞ PROJESİ, MÜMİN BARIŞ ELÇİSİDİR” olarak belirledik.
Savaş ve barış; insanlık tarihinin iki yüzü, toplumların iki büyük deneyimi. İslam, tarih boyunca farklı coğrafyalarda, farklı kültürlerle iç içe geçmiş bir din olarak barış ve savaş meselelerine dair kendi perspektifini, kendi doktrinini ve teolojik temellerini oluşturmuştur. Bu çerçeve, barışa dair kurumsal bir özlemi, bireyin ve toplumun huzurunu, kardeşliği ve dayanışmayı öne çıkarırken aynı zamanda adaletsizliğe, zulme ve fitneye karşı durma; mücadele etme ve hakkı yüceltme prensiplerini de barındırır. Bu nedenle İslam'da savaş ve barışın ele alınışı, geniş bir yelpazede farklı bağlamlar ve değerlendirmeler sunmaktadır.
Savaş ve barış mefhumları, sadece dışsal çatışmaların ve savaşların alanını değil aynı zamanda bireyin içsel çatışmalarını, toplumlar ve farklı inanç grupları arasındaki diyalogları ve etkileşimleri, adaleti, insan haklarını ve insan onurunu da kapsar. İslam’ın farklılıkları kucaklama, merhamet, adalet, hilm ve şura gibi kavramlarıyla farklı dinler ve kültürler arası diyaloğa zemin hazırlayarak ortak değerler etrafında bütünleşme ve uzlaşı sağlama potansiyeli, global barışın inşası için önemli bir rehber olabilir. İslami prensipler, adalet arayışı ve zulme karşı duruş, birey ve toplulukların barış içerisinde bir arada yaşama arzusu, tüm bu temaların odağında yer almaktadır. Bu saiklerle yola çıktığımız 92. sayımızın başyazısında Mustafa İslamoğlu, İslam Es-Selâm İsminin En Büyük Tecellisidir başlığı ile, “mutluluk membaı, kozmik barışın kaynağı, kurtuluşun eşsiz benzersiz kaynağı olan mutlak ve sonsuz özne” anlamında Rabbimizin “Es-Selâm” ismini ele alıyor.
Lügat köşemizde Hüseyin K. Ece, Vahyin Barış Çağrısı ve İlkeleri başlıklı makalesi ile İslâm’ın hedefinin toplumda rahatsızlık değil huzur, fesat değil ıslah, hasımlık değil kardeşlik gerçekleştirmek olduğunun altını çiziyor. İnceleme köşemizde Orhan Arslan, Süleyman ve Belkıs Kıssası Örnekliğinde Ülkeler Arası Barış başlıklı makalesi ile toplumsal barış adaletinin sağlanmasında istişare ve şuranın önemini Kur’an ayetlerinde ele alınan idarecilerin diyalogları üzerinden inceliyor.
Analiz köşemizde Ahmet Polat, İnsanlaşma Yolculuğunda Beşerin Şiddetle İlişkisi başlığı altında, insanın şiddetle ilişkisini ve bu durumun insanlık üzerindeki etkilerini inceliyor. Ayrıca din ve ideoloji kapsamında şiddetin kökenlerine ve etkilerine dair kritik bir bakış sunarak İsrail ve Gazze'deki çatışmalar, global politikalar ve insan hakları ihlallerini örneklerle tartışıyor.
Bu sayımızda, söyleşi köşemizde, iki ayrı söyleşiye yer veriyoruz. Söyleşilerimizden ilkinde Feryal Kalkavan Taslaman ile antik çağ filozoflarından modern döneme, Hristiyanlıktan İslamiyet’e kadar geniş bir yelpazede, “haklı savaş” düşüncesinin nasıl geliştiğini ve bugün uluslararası ilişkilerde nasıl kullanıldığını ve bu kullanımın etik ve hukuki sonuçlarını değerlendirdik. İkinci söyleşimizde ise gazeteci yazar Bülent Şahin Erdeğer ile bizim için tarihi ve güncel önemi olan İsrail-Filistin meselesinin dününü, bugününü ve yaşanan bu soykırımın bundan sonraki süreçte ulus devletlerde ne gibi değişikliklere sebep olacağını derinlemesine anlamak ve farklı perspektifler kazanmak amacıyla toplumsal barışın imkânlarını konuştuk.
Medya köşemizde Alim Kınık, Kur'an ayetleri ışığında günümüzdeki menfaat savaşlarına ve bu savaşlarla mücadele etme yollarına odaklanarak İslam'da savaşın gereklilikleri ve sınırları üzerine vahiy temelli bir analiz gerçekleştiriyor.
İktibas köşemizde Fethi Güngör, Cevdet Said'in eserleri üzerinden şiddeti reddeden bir düşünce yapısını ve İslam'daki af ve barış vurgusunu ele alıyor. Said'in düşünceleri, İslam toplumlarının atalarından miras aldıkları geleneksel davranış kalıplarının ötesine geçerek Kur'an vahyinin sunduğu yenilikçi ve barışçıl çözümlere açık olmaları gerektiğini vurguluyor. Makale, şiddetin reddedilmesi ve Kur'an mesajlarının modern toplumun sorunlarına çözüm getirebileceği fikrini savunuyor.
İnceleme köşemizde Cahit Karaalp, İslam tarihinde Hâricîlerle başlayan, inanç ve davranışların değerlendirilmesi konusunda süregelen tartışmalara neden olan tekfir olgusunun tarihi, teolojik ve toplumsal etkilerini inceliyor. Kitaplık köşemizde Sevtap Mendi, Güney Koreli kültür kuramcısı Byung-Chul Han’ın geçmişte fiziksel olarak görünür olan şiddeti ve günümüzde insan ruhuna yönelik daha baskın olan gizli şiddet biçimlerini tartıştığı Şiddetin Topolojisi isimli eserini okurlarımız için kritik ediyor.
Dosya köşemizde Bilgin Erdoğan, barış felsefesi ve din bağlamında barış kelimesinin anlamları, psikolojik perspektifler ve tarihsel örnekler aracılığıyla barışın önemini irdeliyor. Makalede, Antik Yunan filozoflarından modern düşünürlere kadar geniş bir yelpazede barış kavramının ele alınışı, dinin ve aklın barışı sağlamadaki rolleri tartışılıyor.
Esma köşemizde H. Kemal Gürger; selametin membaı, barış ve kurtuluşun eşsiz benzersiz kaynağı Rabbimizin Es-Selâm esmasını kaleme alıyor.
Analiz köşelerimizde ise Ayşe Obuz, İslam'ın barış dini olması ve toplumsal barışın sosyolojik arka planını analiz ederken Haydar Öztürk; Kur'an'ın barış ve sabır öğütleyen ayetlerine odaklanarak şiddet yanlısı yorumların Kur'an'ın temel mesajlarından sapma olduğunu, İslam'ın barışçıl yönünü korumak ve yanlış anlaşılan ayetleri doğru bir şekilde yorumlamak gerekliliğini vurguluyor. Muhammet Ali Ayhan, Kur'an'da şiddetle ilişkilendirilen ayetlerin yanlış yorumlarını ele alarak İslam'ın barışçıl doğasını vurguluyor. Cevdet Işık, İslam’ın insanları barışçıl bir hayata yönlendiren tevhid anlayışını merkeze alarak barışın sadece dışsal bir anlaşmazlık çözümü olmaktan öte bireysel ve toplumsal dönüşüm gerektiren bir süreç olduğunu belirtiyor.
Işıl Cıngıllıoğlu, dinlerin insanlıkla sınavını ele alarak insanların ihtilaflarının, dinin insanlara yardım etmek amacıyla müdahalesine odaklanıyor ve ihtilafın kutuplaşmaya dönüşmemesi gerektiğini vurguluyor. Mediha Dereci, İslam'da barış ve adalet anlayışını, savaş ve cihat kavramlarını Kur'an ve hadisler çerçevesinde inceliyor. Nuri Çalışkan, barışın önemini, özellikle Filistinlilere bağımsız ve özgür bir yaşam sağlanması gerekliliğini ve adaletsiz güç kullanımının sonuçlarını tartışıyor. Sonay Karakoyunlu, küreselleşmenin ve çokkültürlülüğün İslam ve modern dünya üzerindeki etkilerini inceleyerek dinlerarası anlayış ve hoşgörüye vurgu yapıyor. Ve son olarak Bünyamin Doğruer, Müslümanların, Kur'an'ın ruhuna uygun bir barış elçisi olarak kalpleri fethetme sorumluluğuna sahip olduğunu ve İslam'ın tehdit ve zorlama yerine açıklama, aydınlatma ve ikna yoluyla insanlara ulaşmaya çalışmasının gerekliliğini vurguluyor.
YAZI ÇAĞRISI
Değerli Kur'ani Hayat okurlarımız;
Kur’ani Hayat dergimizin 93. sayısının kapak konusunu “VİCDAN” olarak belirledik. Sizler de yazı, görüş ve önerileriniz ile bir sonraki sayımıza katkı sunmak ve konuya dair alt başlıklara ulaşmak isterseniz, kuranihayatyazi@gmail.com e-posta adresimizden bizlere ulaşabilirsiniz.
Kur’ani Hayat ailesi olarak sağlık, sıhhat ve afiyet dileriz.
Hatice İ. ERDEM
Kur’ani Hayat Yazı İşleri
Her türlü görüş, öneri ve tavsiyeleriniz için iletişim: kuranihayatbilgi@gmail.com