Sıcak ilişkiler adına davet alıyorum
Biraz kan ve ilik hızlandırıcı olarak
Kardeşim dedim
Acılarıma da kardeş olur musun
Baltasını havaya kaldırdı
Yükselemezdi daha
Söyledim
– Haydi acılar haydi az daha
Aaah
Bu kadınlar kirletmiş
Başları kara geceler içinde yolunarak
Zindanlar nasıl dayanıyor
Kardeşim dedim
Sıcak ilişkiler
İşte çağrıyla çatlayan damar
Gövdede sinir urganları kamçı olarak
Bir gözyaşı gibi
Sarktı dolandı kalpağrısına leylaklar
ANLAŞILMASI GÜÇ BİR İNSANLIK
Başlarlar uykuda uyanmaya karşı dağlara bakmaya
Şehir canlarına okumuş alınlarına bir kara vurmuş
Daha çocukturlar ve anlarlar havanın yumuşamadığını
Babaların bayramlarda evin arka odalarına kapanıp
İlkin camları açıp
Bir dilim ekmeğe baktığını
Daha da anlarlar
Ailecek gecelere doğru tırmandıklarını zamanı
Sanki gün geçtikçe düşünceleri kocamanlaşmakta
Anne yine birdenbire şiş ve sağa sola
yalpalayarak koşmaktadır
Nasıl başlarlar anlamaya:
Acaba kalkınca pencereye yaslanan çocuk
Hareketi içine kapılır ırmakların
Bu elini sımsıkı tutan babadır
Hayata tümsekleri sarsmadan geçmesini tenbihler
Çocuk bu yumuşak sesin üzerine boylu boyunca uzanır
Hafifçe kısılmış sesi
Dikkatli ve kaçırmamaya çalışmaktadır
Fakat yıllar çoktan uzaklaştı
Boş tarlaların susuz ağızları göründü
Ve şehir
Yeniden arabalar insanlar
Kornalar büyük ve kalın
Su torbasının içindeki canı ürkütüyor
Baba dalgın ama geçişleri anlıyor
Ve denebilir ki
Orada çarpıntıların arasında
Açıp ellerini ışıklı sabahlara
Yemek saati ne de
Başının üzerine uçaklar asılı
Bir Afgan köyü saati
Biliyorum hakkımız yok kalplerine
Öyle uzaktık hiç ağlamamış seslerinden
***
Buruşmaz entarisi İstanbul’un entarisi buruşmaz entarisi
Maraş’ın seferde
Fakat İstanbul ve Maraş
Fakat Maraş’ın
Her kurban arayışında
Fazla davrandım ben
Yangına uğradım ben
Kara bir moloza uğradım
Bazen marsık sanıldım
Maraş’ın her kurban arayışında
Ve bulup sunuşunda
Mutlaka bir işareti vardı
Bayram çöreklerini tuzundan yağından anlayışın
Sertçe düşmanca gibi tokça kucaklanışın
Harbeder gibi sevişin
Mesela adil erdem aynı silahla mücehhezdi
Üstümüzden aynı katr geçti
Mutluluğumuz anlaşılsın yıkıldık
Toprağa yayıldık ve büyüdük
Çünkü topraktan ancak böyle geçtik
CAHİT ZARİFOĞLU
İlk yorum yazan siz olun.